“Milletin Mesajını İçine Sindiremiyor”

HomeKobi

“Milletin Mesajını İçine Sindiremiyor”

[...] ve huzuruna vesile olmasını diliyorum. Hem ülkemiz, hem de tüm İslam alemi birkaç gün sonra da Ramazan Bayramı’nı kutlayacak. SARAY MİLLETİN M

Hilmi DEVELİ COVİD-19’un turizm sektöründeki KOBİ’lere etkileri…
E Dönüşüm Noktasında Kazançlar Nelerdir?
Son dakika.. Bakan Pekcan G20 Ticaret ve Yatırım Bakanları Toplantısı’na katıldı

[…] ve huzuruna vesile olmasını diliyorum. Hem ülkemiz, hem de tüm İslam alemi birkaç gün sonra da Ramazan Bayramı’nı kutlayacak.
SARAY MİLLETİN MESAJINI İÇİNE SİNDİREMİYOR
Türkiye bayrama bir yanda derin bir ekonomik kriz, diğer yanda çevremizde her geçen gün büyüyen jeo-stratejik risklerle giriyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Ramazan ayının ilk gününde İstanbul’da seçim iptal edilerek sandığa vurulan darbe, milletin ağzında […] Yeri geliyor sandık sonucunu beğenmeyip mızıkçılık yapıyorlar, yeri geliyor muhalefete gözdağı vermek için kaba kuvvete başvuran yandaşlarına ses çıkarmıyorlar.
TÜRK YARGISI KARAR VERİRKEN ABD BAŞKANINA MI SORACAK
Katran kaynatmakla nasıl şeker olmuyorsa; bu Saray rejiminden de millete hiçbir hayır gelmiyor. Saray iktidarı tel tel dökülüyor. İcranın başı Erdoğan, dün yargı bağımsızlığı oyununu, Sarayında sahneleyip kendini alkışlatırken gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklediğinin farkında bile değil. Yargıya ilişkin düzenlemeleri Saray kararnameleriyle mi yapacaklar? Anayasaya göre yetki Meclis’te. Daha baştan kuvvetler […] gönderenlerin, şimdi de aynı şeyi yapmakta tereddüt etmeyeceklerini çok iyi biliyor. O kadar emin ki, kameralar karşısında eğleniyor. Kendi milletine kameralar önünde benim milletimin sırtından şov yapıyor. Bu imkânı veren Erdoğan’a teşekkür etmeyi de ihmal etmiyor. Ev hapsine alınan bu mahkûmun yakın zamanda ABD’ye gönderileceğini ABD başkanı nereden biliyor? Türk yargısının ne yapacağına artık AK Parti Genel Başkanı ve ABD Başkanı mı karar veriyor? Bu kafaların hazırladığı yargı bağımsızlığı paketinden ne beklenir ben milletimize soruyorum.
SARAY İKTİDARI MİLLETİN İŞİNE AŞINA DARBE VURUYOR
Sarayın G-20 toplantılarında […] teşekküre, bir yüz yüze görüşmeye ülkenin itibarını takas edenleri tarih ve millet vicdanı elbette affetmeyecektir. Bu Saray rejimi sadece Türkiye’nin uluslararası itibarına değil, milletin aşına, işine de büyük darbeler vuruyor. Erdoğan, 24 Haziran seçiminden önce ne demişti? “Verin bu kardeşinize yetkiyi; faizle, dolarla nasıl uğraşılır göreceksiniz”. Millet, yetkiyi verdi kendisine. Sonuç? Sonuç ortada. Sarayın sosyete damadı çıkmış, “Şubat Ocak’tan, Mart Şubattan, Nisan ve Mayıs hepsinden iyi olacak” demişti. “Tünelin ucunda ışığı gördüğünü” söylemişti. Damat bakanın gördüğü ışığın, hızla üstümüze gelen bir trenin ışığı olduğu kısa sürede anlaşıldı. “Hepsinden iyi olacak” denen Mayıs ayında tüketici güveni tüm serinin en düşük seviyesine geriledi. Ekonomide güven endeksleri yerle bir oldu. Şaha kalkan kur ve faiz milletin mutfağındaki yangını daha da harladı; şirketlerin gelirlerini, karını silip süpürdü. 2018’de Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu. Bu kuruluşların elde ettikleri her 100 liralık faaliyet karının 90 lirası finansman giderlerine gitmiş. Bunlar Türkiye’nin kurumsal, büyük şirketleri, KOBİ’lerin durumuna bakarsanız KOBİ’lerin durumu çok daha kötü.
MİLLİ GELİR RAKAMLARI ALARM VERİYOR
Sanayide son üç çeyrektir üretim düşüyor. Kuvvetle muhtemel bu yılın ikinci üç ayında da sanayi üretimi gerileyecek. Yani sanayi dört çeyrek […] göre, yüzde 2,6 düşmüş. Küçülüyoruz. Şunu da hatırlatmak isterim 2018’in son üç ayında da ülkenin geliri yüzde 3 daralmıştı. Yüzde 3 daralmanın üzerine yüzde 2,6 bir daha daralmış oluyoruz. Dolayısıyla, ekonomideki durgunluğun halen sürdüğü gözüküyor. 2019’un ilk çeyreğinde mevsim ve takvim etkisinden arınmış milli gelirdeki yüzde 1,3’lük bir artış var, bu artışında sürmeyeceği anlaşılıyor. Nereden biliyorsun diyeceksiniz öncü göstergeler bunu gösteriyor. En azından tüketici güvenine bakalım. Ama milli gelirin alt kalemlerine baktığımız zamanda bunun sürmeyeceğini tespit etmek mümkün.
KAMU HARCAMALARIYLA EKONOMİK DARALMAYI SINIRLADILAR
Büyümenin harcama bileşenlerine bir bakalım. 31 Mart seçimleri için gevşetilen kamu harcamalarının gelecek aylarda artık sürdürülemeyeceğini biliyoruz. Çünkü bütçe açığı taşınamayacak yerlere doğru çıktı. Devletin borcu hızla artıyor. Ama bu ilk üç ayda kamu tüketiminin katkısı olmasaydı, yani kamu tüketimi yüzde 7 büyüyüp büyümeye katkı yapmasaydı ilk üç aydaki ekonomik daralma yüzde 2,6 değil, yüzde 3,6 olacaktı. Yani ilk 3 aydaki 100 lira olacak bir gelir kaybını, kamu harcamalarına gaz vererek 61,5 liraya düşürmüşler. Bunu bundan sonraki aylarda sürdürmek artık mümkün değil. Bir şey yapılabilirdi. Bunu baz alarak ekonomide sürekli güveni arttırarak ülkeyi bu bazın üzerinden yeniden bir toparlanma sürecine sokmak mümkündü ama İstanbul seçimiyle bu imkanı da kaçırdılar.
YATIRIMCININ GÜVENİ KALMADI
İleriye dönük kaygılarımızı artıran bir başka gelişme […] milli gelir serilerinde pek de görmediğimiz bir husustu. Makine-teçhizat yatırımları üretimi arttıracak, kapasiteyi arttıracak makine-teçhizat yatırımları bir yıldır düşmeye devam ediyor. Yatırımcının ülkeye güveni kalmamış bu rakamlar onu gösteriyor. Dolayısıyla ekonominin üretim kapasitesini ve rekabet gücünü artıracak yatırımları yapmıyor. Türkiye sadece bugünü değil, geleceğini de kaybediyor. Yine bir başka dikkat çeken husus bu seride dolar cinsinden milli gelirdeki gerileme. 784 milyar dolar olan milli gelir, 2019’un ilk üç ayında 37 milyar dolar daha gerilemiş. Yani ilk üç aydaki gerileme 37 milyar dolar. Ve uzun zamandır ilk defa 2008’den buyana yanlış hatırlamıyorsam 750 milyar doların altına inmiş 747 milyar dolar olmuş.
MEMLEKET KğTÜ AMA ONLARIN İŞLERİ İYİ
Ama işler ne kadar kötüye giderse gitsin Sarayın ve sosyetesinin işleri hep düzgün gidiyor. Ülkenin işleri kötüyken sarayın işleri düzgün. Ülkemizde her 100 gençten 26’sı işsiz. Her 100 işsizden 24’ü üniversite mezunu. İşsizlik rakamları rekorlardan rekora koşuyor. Ama birde bakıyoruz ki bazı mütekait AK Partili siyasiler, Saray tarafından ballı maaşlarla kamu bankalarının yönetim kurullarına atanıvermişler. Şimdi soruyoruz, bu atanan isimlere bakıyoruz bu atanan isimlerin bir bankayı yönetme tecrübesi var mı? Hayır yok. Fon maliyetini, bileşik faizi, kredi fiyatlamasını bilirler mi? Mümkün değil bilemezler. Peki bir özel banka bu kişileri yönetim kurulu üyesi olarak atanır mı? Mümkün değil. Eğer iktidardan bir şey beklemiyorsa. Peki bir bankaya genel müdür olmak için hangi şartları taşımak lazım? Bu kanunla belirlenmiş. Diyor ki, 10 yıllık bankacılık tecrübesi olması lazım. Bunlarda hiçbir bankacılık tecrübesi falan yok. Bankaya sadece para yatırıp, çekmeyi biliyor bu isimler.

Yani insanın aklına şu soru geliyor: “Bu partide bankacılık yapacak liyakate sahip, milletin bankalarını iyi yönetecek hiç mi genç insan yok? Hiç mi bu işlerden anlayan liyakatli kadrolar yok? Bu kadar mı metal yorgunluğuyla malul bu parti?”
KAMU BANKALARINA ATAMALARDA BİR TAŞLA İKİ KUŞ Bu atamalarla saray öyle gözüküyor ki bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Birinci hedef, kamu bankalarına parti komiseri atamak ve milletin parasını çok açık söyleyeyim siyasete peşkeş çekmek. Kamu kaynaklarını yandaşlarına aktarmak. İkinci hedef de ballı maaşlarla, dağıtılacak kar paylarıyla partinin içindeki bir takım kıpırdanmaları bastırmak, partinin eski ağır toplarının sadakatini satın almak. Aslında AK Parti iktidarında, kamu bankalarının seçim kazanmak için kullanıldığı biliniyor. Mesela iktidarın elindeki bankaların kaynaklarını daha çok iktidarda olduğu yani belediyelerini kazandığı illere ya da kazanacağı illere aktardığını tespit eden bir takım akademik çalışmalar var. Yine hepimiz biliyoruz kamu bankalarının havuz medyasına verdiği, iktidarı öven ve özellikle seçim dönemlerinde yoğunlaşan reklamlarda var. Kamunun kaynakları, bu bankalar eliyle milletin parası, iktidara oy devşirmek amacıyla kullanılıyor. Şimdi bankacılıktan bihaber parti komiserleri eliyle, bu işler daha da kötüye gidecek. Tüyü bitmedik yetimin parası yandaşlara seçim rüşveti olacak.
KRİZE GğTÜREN HATALARI TEKRARLIYORLAR
Bugün yaşadığımız derin krizin tek sorumlusu Saray yönetimidir. Bu kötü yönetim tarihten de ders almamaktadır. Türkiye, maalesef hızla 1994’te yaşanan ekonomik krize götüren hataları tekrarlıyor. Bir yanda faiz ve döviz kuru piyasa dışı önlemlerle baskılanmakta; diğer yanda, başta kamu bankaları olmak üzere, bankacılık sistemi üzerinde siyasetin gölgesi giderek ağırlaşıyor. 1994’e ek olarak, bir de ekonomi yönetiminde her gün biraz daha derinleşen bir liyakat sorunu yaşanıyor. Hatırlayalım saray, ekonominin başına memlekette ehliyet sahibi başka bir isim yokmuş gibi Damadını getirdi. Yetmedi eş, dost, ahbap çocuklarını Bakan, Genel Müdür yaptı. Şimdi de mütekait partilileri kamu bankalarına yönetim kurulu üyesi yapmakla meşgul. Türkiye, adeta bir aile şirketi gibi yönetiliyor. Adetası da fazla aile şirketi gibi yönetiliyor, aile şirketi oldu.
MEMLEKET YANGIN YERİNE DğNMÜŞ SARAYIN UMURUNDA DEĞİL
Bunu […] elinden alanlar, Büyükşehir Belediye Başkanlığına vekâletini ancak İstanbul Valisi’ne emanet edebildiler. O da bu güvene layık olmak için seçim adaleti falan dinlemiyor. Belediyenin ve valiliğin paralarıyla düzenlediği İstanbul’un Fetih Programında AK Parti Belediye Başkan adayına konuşma vererek onun kampanyasına devlet katkısında bulunuyor. Bakalım daha neler göreceğiz? Ama ne yaparlarsa yapsınlar biz sandığa, 16 milyon İstanbullunun ve 82 milyon yurttaşımızın hakkına hukukuna […] Haziran’da hak sahibine yani Ekrem İmamoğlu’na çok daha büyük bir destekle verecek. İnsanlarımızın vicdanlarıyla baş başa kalacağı bu gece Kadir Gecesi’nde, “Haksızlığa göz yuman dilsiz şeytandır” peygamberimizin sözlerini hatırlayacaklarını biliyorum. Bizim milletimize güvenimiz tam. Sözlerimi tamamlarken milletimizin mübarek Kadir Gecesi’ni ve yaklaşmakta olan Ramazan Bayramı’nı bir kez daha kutluyoruz. Bayramda yola çıkacak yurttaşlarımızdan trafikte dikkatli olmalarını ve kurallara uymalarını özellikle rica ediyoruz.

Benim söyleyeceklerim bu kadar. Şimdi varsa sorularınızı alabilirim.

Soru- Siz bankalara yapılan atamalara değindiniz ama bu atamalardaki kişilere de ödenecek maaşlarda bugün kamuoyundaydı. ğrneğin 19 bin 750 TL maaş alacakları yansıdı. Bu maaşları alacaklar mı? Bunun yanında ek kalemlerde var mı? […] ilgili cezaevine götürülmesi Anayasa Mahkemesi kararına rağmen. Adalet Bakanı da bugün sabah katıldığı bir yayında kabul edilebilir değil dedi. Siz o görüntüyü nasıl yorumlarsınız?

Bir de Sayın Numan Kurtulmuşâ€™un dün akşam bir açıklaması oldu. Bugüne kadar AK Parti yöneticileri İstanbul için oylara genellikle çalındı ifadesini kullanıyordu ama Numan Kurtulmuş bazı kardeşlerimiz kızmış, milletvekiline kızmış, partinin yaptığı bir şeye kızmış, küsmüş, darılmış bu yüzden oy vermemiş şeklinde bir değerlendirmesi oldu. Çalındıdan bu yöne bir dönüş var söylemlerde nasıl değerlendirirsiniz?

Faik ğZTRAK- Şimdi bir kere kamu bankalarının yönetim kurullarının imkanlarının oldukça iyi olduğu biliniyor. Atadıklarına göre bu imkanlardan da sonuna kadar yararlanacaklar. Makam arabaları da olacak, maaşı da alacaklar, gidip gelişlerinde uçak biletleri de banka tarafından karşılanacak. Yetmez muhtemelen senelik primde alma ihtimalleri var. Eğer bankayı kar ettirirlerse tabi.

İkincisi, değerli gazetecimiz Sayın Kadri Gürsel’in karşı karşıya kaldığı muamele gerçekten kabul edilemez. Hukuk açık, kurallar gayet açık. Bu kurallara rağmen çok keyfi bir biçimde ellerine kelepçe takılıyor, serbest bırakılması gereken yerde kelepçeli resimleri çektiriliyor ondan sonrada akşam geç saatte serbest bırakılıyor.

Bakın açık söyleyeyim, tüm bu uygulamalar bu ülkede hukuk devletinin olmadığına dair inancı güçlendiriyor. Buna karşılıkta ülkeye duyulan güveni zayıflatıyor. Bu tabi demokrasi açısından, insan hakları […] Dolayısıyla hem ortada İstanbul seçimleriyle ilgili ciddi bir haksızlık var, ciddi bir hukuksuzluk var. Biraz önce söyledim bu haksızlık ve hukuksuzluğa biz milletimizin hiçbir şekilde tahammül edemediğini biliyoruz. Bundan önce AK Parti’ye oy vermiş, bundan önce MHP’ye oy vermiş, başka partilere oy vermiş yurttaşlarımızın bu defa daha büyük bir kararlılıkla bu hakkı iade etmek için sandık başına gideceğini görüyoruz. Onun için […]

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: